Bu Blogda Ara

14 Ekim 2009 Çarşamba

Osmanlının bir dönem korkulu rüyası "Kazan Kaldırma!"


Evet günümüzde de bazen deyim olarak kullandığımız meşhur "kazan kaldırma!" lafı yeniçerilerin döneminde sık sık başvurulan bir olaydı. Osmanlı döneminde iki meşhur meydan; biri at meydanı (Sultanahmet) diğeri kurban bayramında sarayın gönderdiği etleri pişirip yedikleri et meydanı (Aksaray).


Kazan aslında yeniçerilerin mensup olduğu Bektaşi Tarikatını simgelerdi. Çünkü inanışa göre yeniçeriler ilk kurulduğunda Hacı Bektaş-ı Veli kazanda çorba kaynatmış ve bu kazandaki çorbadan tüm yeniçerielere kâseler halinde dağıtmıştır. Ama gerçekte Hacı Bektaşı Veli Osmanlının kurulmasında çok önceleri yaşamıştır. Ama bu inanış öyle yer etmştirki Osmanlıda padişah üç ayda bir dağıttığı yeniçerilerin maaşı (ulufe) öncesi divana çağrılan yeniçeri ağasına önce bir tas çorba ikram edilirdi. İçerse bir sorun yok o zaman ulufe dağıtmak için gerekli hazırlıklar yapılırdı. Ama eğerki yeniçeriler bir durumdan hoşnut değilse ayaklanmaya hazırlanıyorlarsa yeniçeri ağası kendisine ikram edilen çorbayı içmezdi. O zaman saraydakiler telaşa kapılır ve sorunu anlamak için kendi aralarında müzakere yaparlardı...


Bu da gerek kendi aralarında, kendilerine dağıtılan altının ayarı bozuk, eksik yada rahatlarını kaçıracak bir vaka olduğunda. Gerek ki -en çok bundan dolayı olurdu- sarayda söz sahibi olan harem ağalarının dolayısıyla zincirleme olarak yeniçeri ağaların, önemli mevki sahibi olmak isteyen paşaların kışkırtmasıyla piyon olarak kullanılan yeniçeriler ayaklanır ve et meydanından kazanları kaldırarak at meydanına oradan da kimi zaman sarayın enderununa kadar nerdeyse içeri girerlerdi ve kışkırtmanın etkisiyle şu ve şu kişilerin kellesini isterik yoksa padişah efendimiz sonrasına karışmayız diyerek tehdit ederlerdi ve o kazan istediklerine muaffak olmadan yere inmezdi. Onun içindirki kazan kaldırma deyimi Osmanlının başına gelebilecek en kötü olaylardan biriydi...